17 Haziran 2009 Çarşamba

Fikrimin İnce Gülü...kalbimin şen bülbülü...

Bugün çok mutluyum. Üçümüz doktora gittik. Aslında birkaç gün daha vardı gitmemize ama ben duramadım artık Yıldız tozunu o kadar merak ediyorum ki...Bugüne kadar ne kadar büyük konuştuğum şey varsa hep ayağıma dolaşmıştır zaten! Efendim, ultrason zararlıdır sonuçta doğal olmayan bir şey..asgari düzeyde yapılmalı vs vs Pöh!!


Öldüm meraktan yıldız tozunu görene kadar...yasak devam ettiği için internetten ultrason görüntüsü aldım yine ama gerçekten aynen böyleydi bizim yıldız tozumuz da bugün. Bakmaya doyamadım. Şükran hanımın da (doktorumuz) yine en son hastası bizdik, yine acelesi vardı. Kalbi güzel atıyor, güzel büyüyor dedi sepetledi bizi... Ben daha bakmak istemiştim oysa yıldız tozuna :(

3.6 cm baş - popo mesafesi. Bebekler hep baş-popo mesafesine göre ölçülüyor. Epeyce büyümüş kendisi, aferin! Şimdi gerçeğine bakıyorum, aynen böyle işte... koca kafalı bir alien :)))Elleri ayakları belli belirsiz gölge şeklinde. Aslında bu teknolojiyle yeterince belli olmuyor. Bu son 3 haftada yıldız tozu neler yaptı neler. Bir kere aradaki büyüklük farkını kapatmış çocuk daha ne yapsın!

Şöyle ki, bebeğin olası doğum tarihi ve kaçıncı haftada olduğu hep son adet tarihine göre hesaplanıyor. Bu da tabii standart bir varsayıma dayanıyor. Yani tam 14. gün de yumurtlamış olmak, aynı gün döllenmenin gerçekleşmesi vs vs . Tabii ki hayat o kadar predictable bir şey değil. Örneğin 1. doktor ziyaretimizde son adet tarihine göre yıldız tozunun 8.1 hafta olması gerekiyordu oysa bizim miniğimiz 6.5 hafta olarak ölçüldü ultrasonda. Biz tabii ki kafayı yedik hemen. İnsan hamileyken tek ayak üstünde kaç bin çeşit senaryo yazabiliyor. Neyse doktor ikna etti bizi zor da olsa bunu normal olduğuna. Yani kısmen doktor kısmen de benim 5678 internet sayfasından da okuduklarım sonucu ikna oldum ki bu normalmiş. Bir kere makine değilsin tam 14. gün yumurtlamıyorsun, 2.si dölenme aynı gün olmayabilir, 3.sü bebeğin rahme ulaşıp tutunma süresi de farklı sürelerde olabiliyor. Bizim yıldız tozu pek acele etmemiş, seyahatin tadını çıkarmış anlaşılan :) 1. ziyarette takvimle gerçek arasında 10 gün fark vardı. Şimdi ise arayı kapatmış, güzel büyümüş. Yıldız tozu şu anda 10.4 haftalık görünüyor. Fark 5 güne indi, doğum tarihi de 9 Ocak 2010 olarak görünüyor. Tabii ki hala 2009'lu da olabilir. Ama içimden bir his yıldız tozunun biraz keyif ehli olduğunu ve beklenenden geç gelebileceğini söylüyor :)
Yıldız tozu şu anda - yabancı bir siteden takip ettiğim meyvelere göre - bir kumkuat büyüklüğünde. Aşağıda kumkuatın ne olduğunu açıklayacağım birazdan; resim yandaki gibi.
Dediğim gibi artık 3.6 cm. oldu bile. Ellerini ve bacaklarını hareket ettirmeye, tekmeler atmaya başladı ama ilk hareketi hissetmek için daha epeyce zamanım var. Artık embriyonik aşamanın sonlarına geliyoruz, kocaman bir fetüs oldu artık o. Amniyo sıvısını yutmaya da başladı. böbrekleri, bağırsakları, beyni ve karaciğeri çalışmaya başladı. Tırnakları oluşuyor yavaş yavaş. Acaba büyüyünce oje mi süreceğiz o tırnaklara, ya da tırnaklarını mı yiyecek abisi gibi....Artık parmakları arasındaki palet görünümü kayboldu, yani "şu getirmiş, şu pişirmiş, şu yemiş" oynayabilirdik yıldız tozuyla bizimle olsaydı :)

Gelelim kumkuatın ne olduğuna yıldız tozu sayesinde bakalım daha neler öğreneceğiz. Kumkuat şu anda Türkiye'de sadece Rize'de üretilen bir narenciye. Turunçgiller içinde küçük mücevher olarak adlandırılıyor. Kumkuat Çince'de altın portakal manasına geliyor. Dünyada kabuğu ile beraber yenilen tek narenciye çeşidi. Evlerde, balkonlarda yetiştirilen belki de tek meyve ağacı kumkuat. İşte resimdeki kumkuatlar kadar yıldız tozu şu anda. "Kumkuatıma dokunma!"

Hiç yorum yok: