8 Eylül 2009 Salı

Kızımın ayakları....

çok güzellllllllll :)

Tatilden döndük. Kzımla beraber kaç kilometre yol yaptığımızı hesaplayayım unutmazsam bir ara :) Sonunda evimize ulaşabildik. Çok özlemişim evimizi, temizlik yaptım, sabahtan okula gidiyorum, akşamları balkonda (serinleyebilmek için) çalışıyorum arada da dolmalar falan sarıyorum. Hamilelikte sözü edilen nesting etkisi tam gaz sürüyor bende. Tıpkı yumurtalamadan önce yuvasını yapan dişi kuşlar gibi...

Epeyce oldu, yazamadım. Marmaristeki güzel tatilden sonra İmge'nin abisi Ankara'ya, babası Diyarbakır'a, İmge'yle ben de İstan
bul'a gittik. İstanbul'da eğitim seminerimiz vardı. Filiz teyzesi bu programı öğrenince "Abla sen de eğitime doyamadın, ne kadar cahilmişsin, eğit eğit bitiremediler." dedi. Doğru söylüyor walla :) Neyse kızımla sadece eğitim almadık, halasını, babaannesini ve amcasını da ziyaret ettik. Halası İmge'ye Günçe Duru'dan nelerin miras kaldığını da gösterdi. Teyzesinin kızı Duru'dan kalanları da düşünürsek benim bu kıza hiç bir şey almamam gerekiyor. Halası bir yandan Burcu teyzesi bir yandan sakın ha bir çöp alma hurçlar dolusu giysi var diye beni sıkı sıkı tembihlediler. Ne kısmetli bir kız bu böyle :)

Şu anda kızım 22 haftalık oldu. Döndüğümüzde doktora gittik. Kıpır kıpır
oynuyordu kızımız içeride. Ayaklarını gösterdi bize "Bakııın benim nelerim var." dercesine. Ayak tabanlarına baktık, parmaklarına baktık. O ayakları kaç yüz milyon kere öpeceğiz kimbilir. O kadar tatlıydı ki bıraksalar saatlerce bakabilirdim. Sanırım her anne adayınn çılgın düşlerinden biri ev tipi kendine ait bir ultrason cihazıdır :)

Tatildeyken İmge 19 -20 haftalık gibiydi ve ben hala hareketlerini hissedemiyordum. Artık o derece paranoya haline getirmiştim ki geceleri uyuyamadım bir kaç gün, sonunda İzmir'de Karabağlar'da (ne alaka) bir doktora gittik, bebeğimizin yaşadığını ve her şeyin yolunda olduğunu, o kliniğin imkanları doğrultusunda alınan ultrason cihazındaki karlı görüntüde gördükten sonra rahatlayabildim ancak... Sen bir doğ bak neler yapacağım sana İmge, bu kadar da üzülmezki bir insan! Yoksa tersi mi olacak - günümü görecek olan ben mi olacağım? Ama ben abisi ile sıramı savdığımı düşünüyorum. Abisi yaramazlık şampiyonuydu küçükken çünkü...


İmge şu anda 22 haftalık ama ben son bir kaç haftanın derlemesini yapacağım şimdi. Devamsızlık yaptık yazamadık çünkü :)

20 haftalıkken İmge bir muz kadardı. İlk 20 hafta bebeğin boyu baş-popo arası ölçülüyor, bu haftadan itibaren artık onu baş-ayak mesafesine göre ölçmeye başlıyoruz. Bu hafta sindirim sistemi pratiği yapmaya başladı ve amniyon sıvısını yutuyor, bağırsaklarında mekonyum birikmeye başladı. İğrenç görünümlü yapışkan bir madde. O kadar şirin bir bebeğin bu kadar iğrenç bir şeyi nasıl yaptığına insan inanamıyor. Neyseki sadece bir kez oluyor bu :) Bazen bebekler rahimde ya da doğum sırasında da dışkılayabiliyor. Bu daha da istenmeyen bir şey tabii....Eeee, ilk defa anne olmadığım için bebeklerin hep gösterildiği gibi şahane şirin yaratıklar olmadığını, kustuklarını ve çiş yaptıklarını biliyorum ve bunlar genellikle en olmadık yer ve zamanlarda olur. İmge ikinci olmanın şansına sahip...

21. haftada İmge büyük boy bir havuç kadardı. Asıl hareketler bu hafta başladı. Nihayet o muhteşem duyguya bebeğimin hareket ettiği o büyülü ana kavuşmuştum o hafta. Gözyaşları, endişe geride kalmıştı. Kızımın kaşları ve göz kapakları da o hafta tamamlandı. Gözleri hala kapalı ama. Cinsel organı tamamlanmaya devam ediyor.

22. haftada (bu hafta) ise İmge iri bir kabak kadar oldu. Artık İmge minyatür bir yenido
ğan bebek gibi görünüyor. Tek sorun bir deri bir kemik ve kırış kırış olması. Yerim onu ben :) Gözleri kapalı ama oluşmuş durumda, sadece gözün renkli tabakasında (iris) renk pigmenti yok henüz. Yani İmge'ciğimin göz rengi hala belli değil, yani belli tabii ama henüz oluşmadı. Kızımızın pankreası da artık çalışıyor. Resimden de görüldüğü gibi birden bire büyümüş İmge. 4 hafta önce 280 gramken bu hafta 500 gramdan biraz daha fazla oldu. Şu anda tam ben bunları yazarken "Beni unuttuuuuun, ben de buradayım" demeye karar verdi kızım. Pıt pıt pıt, göbek deliğimin hemen altından tekmeliyor beni şu an... O kadar güzel ve değerli anlar ki bunlar. Çoğu zaman yatay konumdayım :) Duruşum fix: uzanmışım ve ellerim karnımda, yüzümde gülümseme/ sırıtma arası garip bir mutluluk ifadesi. Bir sırrı paylaşıyorum ve kimse bilmiyor türünden bir bakış... Çoğu zaman babasına da "Elini koy, hisset" diyorum ama henüz yeterince güçlü olmadığından babası benim kadar hissedemiyor İmge'yi. Bana nedense korkuyor gibi geliyor :ppp İçimde alien var tabii, nasıl korkmasın. Erkeklerin anne karnındaki bir bebeği algılamaları nasıl bir şey acaba? Gerçek şu ki, ben onları çok şanssız buluyorum...Bu mucizenin ancak kenarından kıyısından bakabiliyorlar...

Doktorum bize verdiği 4 boyutlu portre resmi buzdolabının kapağına yapıştırdım. Gelip geçerken kızıma bakmak çok güzel bir duygu. Hareket etmediği zamanlarda da onu hatırlamak her seferind
e güzel... Kızımız babası gibi ince uzun yüzlü, benim gibi açık alınlı ve iri gözlü, olacak. Belirgin çenesi ise halasından... Onu hayal etmek beni çok ama çok mutlu ediyor. Babasına da hep dediğim gibi, o nasıl olursa olsun hiç fark etmeyecek, bize dünya güzeli görünecek çünkü... Babası ise tabii ki daha çok sağlığıyla ilgili... Bazen bu kadar kaygılı olmasa, bu dönemin de tadını çıkarsa diyorum ama elinde değil onunda sanırım.
Çok şanslı bir hamileyim çünkü her hangi bir sıkıntı yaşamıyorum, bu nedenle şimdilik hareket etmediği zamanlarda kızımızı hissetmiyorum. Tabii ki bunun geçici olduğunu da biliyorum. Şu anda en güzel dönemimi (2. trimester) yaşıyorum çünkü bulantı vb. sorunlar kayboldu ve göbeğim de henüz beni çok engellemiyor. Ben de tadını çıkarıyorum bu dönemin. En son gittiğimiz İzmir'deki doktor İmge'nin beklenen doğum tarihine 31 Aralık demişti. Yılbaşı bebeği olur belki de kızımız, kim bilir...


Aşağıda benim buzdolabı kapağımda her gü
n gördüğüm resme çok benzeyen bir bebeğin resmi var. İşte 22 haftalık bir bebek böyle görünüyor.






Hiç yorum yok: