4 Haziran 2009 Perşembe

Ortak olmak her sevince, her derde kedere.....

Yıldiztozunun abisi bugün 8. sınıftan mezun oluyor. Ve yıldiz tozu da anne ve babasıyla bugünü paylaşmak için orada olacak. Mezuniyet töreni Klas otelde saat 19:00da başlayacak. Abisi kep atacak ve cüppe giyecek. Muhtemelen ben ağlayacağım... Ama bu çok güzel bir duygu...
Sevinmek, gururlanmak, onur duymak, hüzünlenmek, hepsi bir arada. Türkçe'de bu duyguların hepsini anlatan çok güzel bir kelime var: Kıvanç! Kıvanç duymak. Bugün ben kıvançlı bir anneyim. Aslında yıldız tozu erkek olursa adının Kıvanç olmasını isterim ama babası pek sevmiyor bu ismi...Tanıdığı bütün Kıvanç'lar çok gıcıkmış.... :) Aşağıdaki resim 2 Haziran 2009 günü çekildi. Yıldız tozunun abisi ve arkadaşları o gün basketbolda birinci oldukları için madalya almıştı...


3 Haziran 2009 Çarşamba

Baba bir Masal Anlat Bana...




Kitaplar...web siteleri....hiç birinin yorgunluk ve bezginliğe bir çözümü yok. Ama yine de gebelikle ilgili kitap okumayı seviyorum. Elbette önce kendi çevirdiğim kitabımla başladım. Okumak çevirmekten daha eğlenceliymiş. Bir sürü faydalı şey öğrenmiş olsam da bir kez daha bulantıya çözümün olmadığına kanaat getirdim.

Şu sıralar okumaktan en çok keyif aldığım kitap ise
Kaz Cooke'un "The Rough Guide to Pregnancy and Birth". Tarzına bayılıyorum. Gebeliği komik yanıyla ele alıyor ki, şu anda buna çok ihtiyacım var...Aynı zamanda çok bilimsel de yaklaşmış. Tam bana göre bir karışım....

Başlıktaki şarkıyı Yıldız Tozunun babasına adıyorum.
Bana akşamları çocuğuna masal anlatan ve bundan keyif alacak olan bir baba olacakmış gibi geliyor. Şu anda çerkilmez olan bana bile bu kadar sabır gösterebildiğine göre... Dün bana mercimekli pilav yaptı mesela - ki yumurta kırmayı bilmez kendisi...

Dün gece rüyamda bembeyaz tenli mavi gözlü bir oğlum olmuştu. Ama kendimi çok huzursuz hissettiğimi hatırlıyorum. Daha bunun gibi çok rüya göreceğimi de biliyorum.

İnsan hamile olunca çok görgüsüz oluyormuş. Dün tam kapıdan çıkarken karşı komşum da pazardan dönüyordu ve elindeki poşette kiraz vardı. O ana kada
r aklımda kiraz miraz yoktu ama görür görmez nasssıııl canım istedi. Utandım, isteyemedim de. Kocaman bir karnım olsa isterim de...böyle çok kelalaka olurdu. Bu sabah Yıldız Tozunun babası bana kiraz almış, okula getireyim dedi ama ben kıyamadım ona... Onu seviyorum, yıldız tozunu da...ve tabii ki evde beni bekleyen kirazları da...



Biliyorum sen bir meleksin, seni sevmem için gönderildin....

Bir zamanlar doğmak üzere olan bir çocuk varmış. Ve dünyaya gideceği gün Allah’a sormuş:
“Bu kadar küçük ve korunmasızken dünyada nasıl yaşayacağım?”
Allah “Meleklerimin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni hep koruyacak.” diye cevap vermiş.
“Ama lütfen söyle bana, burada Cennet’ te hiçbirşey yapmadan şarkı söylüyor ve gülümsüyorum, ben böyle çok mutluyum.”
“Senin meleğin de sana şarkılar söyleyecek ve sana hergün gülecek. Sen de o meleğin sevgisini hissedeceksin ve mutlu olacaksın.”
“Peki insanlar benimle konuştuklarında ben onları nasıl anlayacağım, ben onların dilini bilmiyorum ki.”
“Meleğin sana dünyadaki sözlerin en güzelini ve en tatlısını söyleyecek, ve görebileceğin en büyük sabır ve ilgi ile sana konuşmayı öğretecek.”
“O zaman seninle konuşmak istediğim zaman ne yapacağım?”
“Meleğin senin ellerini birleştirecek ve sana dua etmeyi öğretecek.”
“Duydum ki dünyada kötü insanlar varmış. Beni kim koruyacak?”
“Merak etme, meleğin seni hayatı pahasına dahi olsa savunacak.”
“Ama ben seni göremeyeceğim için çok mutsuz olacağım.”
“Meleğin sürekli sana benden bahsedecek ve sana bana nasıl tekrar ulaşabileceğini anlatacak, ama beni göremesen de ben hep senin yanında olacağım.”
Tam o esnada Cennet’te ki huzur ortamına dünyanın homurtuları karışmaya başladı. Dünyaya gitmek üzere olduğunu anlayan çocuk aceleyle son sorusunu sordu:
“Peki Allah’ım şimdi gitmek üzereyim, lütfen bana o meleğin ismini söyler misin?” “Meleğin ismi önemli değil çocuğum, sen ona ‘Anne’ diyeceksin.”


1 Haziran 2009 Pazartesi

Aradığınız Kişiye Şu Anda Ulaşılamıyor Duuuuut Duuuuutt Duuuuttt


Yıldız Tozunun babası ortak bir arkadaşımızdan rica etmiş (iş yerinin bahçesinde dut ağaçları var). Onlar da yarını beklemeyip akşam karanlığında toplayabildikleri kadar toplayıp getirmişler bir koca kutu dut. Hem de taaa kapıma kadar. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Dut arzum geçti - şimdilik - :)