12 Haziran 2009 Cuma

Hiç Kimsenin Yağmurun bile...



Böyle küçük elleri yoktur...

Yıldız tozu bugün 9 hafta 1 günlük. 1 gün deyip geçmemek lazım, onun yaşamında bir gün o kadar uzun ki, her gün yaklaşık 1 mm büyüdüğünü düşünürsek ve şu anda bir üzüm tanesi kadar olduğunu hesaba katarsak ohoooo kocaaaaa bir gün bu :)

Yıldız tozu epeyce büyüdü artık. Yani artık beni bu kadar bulandırmasına gerek yok, ama hala yaramazlığa devam ediyor. Artık daha çok insana benzemeye başladı. Bedeninin temel yapıları oluşmuş durumda bundan sonra ince ayarlar başlayacak artık. Kalbinin dört odacığı bitmiş durumda, dişler oluşmaya başladı. Dış genital organı belirmeye başladı ama hala cinsiyetini söylemek mümkün değil. Gözlerin de oluşumu bitti ve gözkapakları sımsıkı kapalı. 27. hafta civarında açılacaklar. Kulak memesi de gelişmeye başladı. Yani artık temel işimiz organ, kas ve kemiklere ince ayar çekilirken kilo almak ve büyümek. O büyüyedursun da bakalım benim ebatlarım ne olacak. Yıldız tozunun abisinde 14 kilo almıştım ve o doğduğunda 69 kiloydum. Şu anda kaç kiloyum? 69 kilo!!!! The sky is the limit yani, bakacağız artık :pppp

Bazı hamile kadınlar kendilerini "büyülü bahçe" olarak adlandırıyor. Aslında çok doğru bir söz bu. Ben de evrenle iletişimimim arttığını, hayatın bana sırf hamile olduğum için torpil geçtiğini düşünüyorum. Yani piyango mu kazandım hayır ama bakmasını bilirsen her gün küçük mucizelerin oluyor. Geçen gün servisle okula giderken sürücümüz, giriş kartını almak için bir söğüt ağacının altında durdu. Dalları üzerimize kadar sarkıyordu. Kafamı kaldırdığımda gödüğüm en büyüleyici manzaralardan birini gördüm: üzerimizde bir uğur böceği yağmuru vardı sanki. Ağacın her bir yaprağında uğur böcekleri vardı. Gördüğüm en güzel şeylerden biriydi. Çocuklarla saymaya başladık, pes ettik sonra. O sabah içime çok güzel şeyler doğdu yıldız tozuyla ilgili.
Geçenlerde vize almak için Antep'e giderken otobanda muhteşem kuşlar gördüm. Dağların ortasında olmasak hayvanat bahçesinden kaçtılar derdim. Turuncu, mavi harika şeylerdi. (Hayır uyumuyordum ve hamile olduğum için delirmiş de değilim) :))))
Sonra geçen hafta okulda yemekhaneden muhteşem dolma kokuları geldi. Sonra gittim ki fasulyeymiş :( Epeyce hayal kırıklığı olmuştu çünkü ben hiç güzel biber dolması yapamam. Ama akşam komşum koca bir tabak getirdi bana. Evren bir şekilde gönderdi bana dolmalarımı :pppp
Yahu ben yemekle ilgili ne kadar çok şey anlatıyorum! Bakalım kaç kiloyla bitecek bu yolculuk :)

Yıldız tozunun gerçek resimlerini buraya eklemem babası tarafından kati surette yasaklanmıştır. Bu nedenle ben de benzer resimler ekleyeceğim. Aşağıda 9 haftalık bir bebeğin 2 ve 3 boyutlu ultrason görüntüleri var.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Küçüğüm, daha çok küçüğüm bu yüzden saçmalamam....

Yıldız tozu saçmalamıyor tabii ama küçük olduğu için sanırım ne yapacağını bilemiyor ve ben de bunun bedelini sürekli bir bulantı ile yaşayarak ödüyorum. Gün içinde ara sıra bulantımın geçtiği anlar oluyor. Sacred, blessed moments... Ama onun dışında bütün enerjimi alan, beni hasta gibi yatıran bir bulantı durumundayım.

Tabiiki bu yıldız tozunun suçu değil ama biri de bundan sorumlu olmalı değil mi? Yıldız tozunun abisi dün Ankara'ya gitti. Ona daha yıldız tozundan bahsetmedik. Aslında söyleyecektim ama 3 gün öncesine kadar sınavı vardı sonra da yola çıkacak diye söylemedim. Biraz daha büyüyünce söyleyeceğiz artık ne yapalım.

Herkesin sabah bulantısı olur, benim akşam bulantılarım var. Sabahları gayet iyiyim, enerji düzeyim yüksek ama öğleden sonra saat 3 gibi başlıyor ve ertesi sabah uyanana kadar da halsizlik sürüyor. Yıldız tozunun babası da muzdarip bu işten tabii. Her şeyden önce eşini daha şimdiden kaybetmiş gibi oldu - ki biz böyle yaşamaya hiç alışkın olmayan bir ikiliyiz. Yani yıldız tozunun ambargosu şimdiden başlamış bulunuyor. Doktora gitmeye daha 2 hafta var ama ben biraz daha erken gitmeyi planlıyorum çünkü Haziran sonunda İngiltere'ye gideceğim ve 2li testi gitmeden önce bitirmiş olmam gerekiyor. 2li test hem bebeğin ensesindeki sıvının kalınlığına bakılarak (ultrasonla) hem de anneden kan alıp belli bazı hormonlara bakılarak yapılan bir test. Özellikle Down sendromunu tespit amaçlı olarak kullanılıyor. Tabiiki sadece 2li test ile 100% tahmin mümkün değil ama sonuçlar % xx olasılık biçiminde ifade ediliyor ve böylece risk grubundaysan daha ayrıntılı testlere yönelebiliyorsun. Çok zor bir karar elbette ama Down sendromlu olacağını bilsem acaba bu bebeği yine de dünyaya getirir miyim diye düşünüyorum bazen. Sanırım hayır. Bunun bencilikle bir ilgisi yok ama hep başkalarına bağımlı yaşamak zorunda olan, fiziksel ve duygusal pek çok güçlükle yaşaması gereken bir birey dünyaya getirme kararı çok zor. Biz öldükten sonra ne olacak örneğin? Ülkemizde insanca bakım yapılan bakım evleri yok ki. Şimdilik kararım bu yönde. Allah korusun tabii, umarım böyle bir şey olmaz ama insan her şeye hazırlıklı olmalı. Başımıza gelene kadar her istenmeyen şey için "bana olmaz" demiyor muyuz?


Neyse 2li teste daha zaman var. Yıldız tozu şu anda ne durumda ne kadar büyümüş bakalım. Aslında yıldız tozu şu anda 8 hafta 6 günlük oldu. Yani neredeyse 9 bitti ama ben bugün 8 haftalık halini ekleyeceğim. 9. haftayı da 1-2 güne kadar eklerim.



Bir önceki resmine göre epeyce değişmiş değil mi?Küçüğüm dediysek o kadar da değil tabii. Yıldız tozunun uzaylı kuyruğu bu hafta yok oldu. Artık göz kapakları var ve kolları ve elleri de çok daha uzadı. parmakları hala bitişik. Sanırım önümüzdeki hafta bazı hücrelerin intihar etmesi sonucu pamakları da tek tek oluşacak. Beyninde ilkel nöron bağlantıları kurulmaya başlandı. Babası bu "ilkel" lafına kimbilir ne kadar bozulacak :ppp Ona göre bebeğimiz mükemmel olmalı. Herhangi bir olumsuz sıfata tahammülümüz yok. Hele bir de yıldız tozu kız olursa hapı yuttuk. Şu anda bebeğin kız mı erkek mi olduğunu gösteren herhangi bir fiziki gelişme yok. O tabii biliyor da, biz bilmiyoruz dışarıdan bakarak :) En güzeli de yıldız tozunun artık ellerini kollarını oynatmaya başlamış olması. Tabii o kadar minik hareketleri benim algılamama imkan yok henüz. Yine de işyerinde henüz bilmeyenlere "İçimde yüzen ve takla atan bir yaratık var. Fasulye tanesi kadar." dememek için kendimi zor tutuyorum. "Ona yaratık deme" diyor babası ....





3 boyutlu bakabilseydik yıldız tozu böyle görünecekti şimdi. Bir fasulye tanesinin içine bu kadar ayrıntının sığabilmesi inanılmaz....