17 Ağustos 2009 Pazartesi

Görünce Aşık oldum o Güzel Gözlerine...Başkasını İstemem, Benim Gözüm Sende...



Gebelik hesaplayıcısına göre bugün kızımız tam 20 haftalık oldu, yani yolculuğun yarısına geldik. Bana Yıldız tozu biraz daha küçükmüş gibi geliyor, belki hala 19 haftalık falan... o nedenle bugün 19 haftalık bebek hakkında bilgi yazacağım. Şu anda hesaplayıcıya göre beklenen doğum tarihi 4 Ocak, doktor amcasına göre ise 6 Ocak. Bana kalırsa daha da geç olabilir. Her durumda Oğlak burcu minik bir keçi katılacak ailemize... Bir Boğa, bir Kova, bir Akrep bir de Oğlak aynı evde yaşayınca nasıl bir karışım olacakmış göreceğiz. Aslında bir ara fırsat bulunca bu karışımları yazmayı düşünüyorum. Bir sitede okumuştum örneğin Oğlak çocukla Kova ebeveyn nasıl bir ilişki kurar onu anlatıyor. Oğlak olursa benimle, babasından daha iyi anlaşacak gibi görünüyor burç özelliklerine göre ama yıldız tozu bir kız olduğu için ve babası bu anlamda her zaman benden 10 adım avantajlı olacağı için çok da sorun olmayacaktır bu. Ama eğer kızımızın çok acelesi olur da 21 Aralıktan önce doğarsa Yay burcu oluyor o zaman. Hiç Yay burcundan tanıdığım bildiğim birileri yok. Belki de kızım olur ilk Yay burcu tanıdığım :) Gebelik hesaplayıcısına göre 21 Aralık ile 18 Ocak tarihleri arasında doğarsa İmge zamanında doğmuş sayılıyor.

19 haftalık bir bebekte duyu organlarının gelişiminde bir patlama oluyor. Beyni, koku, tat alma,duyma, görme ve dokunma ile ilgili olan alanlar için nöronlar ayırmaya başlıyor. Bazı araştırmalara göre kızımız artık bizi duyabiliyor da...Demek ki ona şarkı söyleme zamanı gelmiş :)
Böbrekleri çalışmaya devam ediyor ve saçl
arı çıkıyor. Bence doğduğunda saçları olacak yıldız tozunun, her bir teline başka renk toka takacağım diye babasına takılıyorum. O pek sevmediği için böyle şeyleri bana kızıyor- ama biliyorum yalancıktan :))) vernix caseosa adı verilen kaygan bir doku cildini kaplamış durumda. Bu sayede su geçirmiyor bebeğimiz. Şu anda kocaman salçalık bir domates kadar oldu. Şu güzelliğe bak :)

Şu anda ailecek Marmaris'te tatildeyiz. Dinlenmek hepimize çok iyi geldi. Canım her şeyleri yemek istiyor, iştahım gerçekten çok açıldı. İyiki kamptayız da all inclusive seçeneklerimiz sınırlı. Yoksa mide fesadı geçirebilirdim. yemek konusunda da kendimi çok engellemek istemiyorum. Organ gelişimi açısından çok kritik dönemleri geride bıraktık artık canımın istediği şeyleri yiyorum tabii ölçülü olarak. Zaten yemez ve direnirsem günlerce aklımdan çıkmıyor :) Dün çeyrek kokoreç yedim ve anında mide yanması ile cezalandırıldım. Ama olsun, çok güzeldi. Bebek annenin yediklerinin tadını amniyon sıvısından alıyormuş. O da benim gibi işkembe, kokoreç vs sevsin işte ne güzel.... Burada büyük bir algısal seçicilik yaşıyorum. Bebekler hemen dikkatimi çekiyor. Ağlamalarına hiç dayanamıyorum. Gelecek yıl bizim de İmge'yi pusetine koyup gezdireceğimiz düşüncesi içimi ısıtıyor.
Zaten yıldız tozunun şu ana kadar olan hayatı seyahatlerde geçti hep. Babası "Halası gibi gezenti olacak bu kız" diyor.

Geçtiğimiz hafta bebeğin haeketlerini çok fazla hissedemiyorum diye kendimi epeyce hırpaladım. Endişe dolu bir kaç günden sonra yeterince okuyunca ikna oldum ki, endişelenecek bir şey yok ve İmge yerinde mutlu mesut büyümeye devam ediyor. Zaten o da delirmeyeyim diye
ara sıra bana bir iki 'tık tık, ben buradayım!' yapıyor. Babası, seni rahat ettiriyor ne istiyorsun çocuktan diyor bana. Hiç laf söyletmiyoruz İmge Sultana daha şimdiden bakıyorum :)

Aşağıda İmge ile aynı yaşta olan bir başka bebek var:




Bugün ayrıca 17 Ağustos 1999'da gerçekleşen depremin yıldönümü. O gün yaşamını yitiren binlerce canın ruhu şad olsun... Dünyaya gelen yeni canlar onların bıraktığı yerden alsınlar iyiliği, doğruluğu ve güzelliği...çevrelerine yaysınlar...

Hiç yorum yok: